Konuşarak İngilizce Nasıl Öğrenirim
10 Eylül 2018 Pazartesi 2448
Konuşarak İngilizce öğrenmek denildiğinde bunu ilk duyanlar için zihinde nasıl bir tablo canlanıyor kestirmek zor. Son derece net olan bir öğrenim şekli bazen yorumlamada yanlış anlaşılabiliyor. Bazı görüşmelerimizde, sık olmasa da demo ders öncesinde bu sistemde eğitim almak için daha önce İngilizce eğitim geçmişi olmadığı, gramer bilgisi yok ya da zayıf gibi sebeplerle bazı kişiler bu metotun kendilerine uygun olmadığını, yapamayacaklarını ve de belki kendisi ya da diğer kurslarda biraz çalışıp eğitim almanın daha doğru olabileceği yorumlarını alabiliyoruz.
Ülkemiz eğitim sisteminde önce teori sonrasında pratik ya da hiç pratik imkânı olmadan kâğıtlardan ezber ile öğrenmeye çalıştığımız için yukarıda bahsettiğimiz kurulan mantığı çok yerinde buluyoruz. Yani çoğumuz önce kitaplardan okunmalı, altı çizilmeli, boşluk doldurmalı testler ya da onlar gibi birçoğu yapıldıktan sonra dil kullanıma geçebilir mantığı ile eğitim aldık. O yüzden bu klasik sistem dediğimiz sistem ile ileri seviyeye çıkan bir kişi seviye tespiti yaptığımızda en az 2-3 seviye aşağıda seviyelendirilebiliyor.
Her zaman söylediğimiz bir şey var: Dinlemek ve okumak öğrenimde pasif becerilerdir. Her zaman bu iki beceri konuşma ve yazma becerilerinden daha öndedir çünkü sizin üretmenize, sıfırdan bir şey oluşturmanıza gerek yoktur. O yüzden her şeyi okuyarak öğrenmeye çalışan bir neslin eğitim sistemine göre; okumak, dinlemekten daha kolaydır. Yazmak, konuşmaktan daha kolaydır. Özetle bize göre okumak en kolayı, konuşmak en zorudur.
Hepimiz bir yerde duymuşuzdur değil mi? “Anlıyorum ama konuşamıyorum.” Baktığınızda matematik formülü gibi ezberlenen ve yapılan onlarca egzersizden sonra neden en azından 3-4 kelimelik bir cümle kuramıyoruz? Bu sorunun cevabı maalesef tek kelimelik değil. Hatta bu durumun psikolojik nedenleri diye ayrı bir makale yazmamız daha doğru olur. Neden sorumuza dönersek, ilk başta söylediğimiz gibi bilginin teoride ve kâğıtta kalması, yani yaşamaması. Bir diğeri pratik yapma, dili kullanarak öğrenme şansımızın olmaması. Bu yüzden konuşarak öğrenme fırsatı sunmamız kişiye maksimum pratik imkânı sağlıyor. Üçüncü değineceğimiz nokta bilgimizin doğruluğuna güvenemememiz. Burada artık emin olmadıkça konuşmama, konuşmak istememe olgusu ortaya çıkıyor ve biz buna sosyal fobi diyoruz. Birçok öğrencimizin ilk yaptığımız demo derste stresten ter içinde ve nefes nefese kalmış olduğunu unutmuyoruz.
Yukarıda anlattıklarımızdan yola çıkarak biz neler yapıyoruz, nasıl öğretiyoruz ve bilgiyi, kullanımı kalıcı hale getiriyoruz onu anlatalım.
Sistemimiz size ilk dersten itibaren belli kelime ve gramer yapıları ile soru soruyor. Bu yapılar hem ana dil hem de ikinci dil öğrenimindeki öğrenme sıralaması göz önünde bulundurularak oluşturulmuş sıra ile takip ediyor. Örneğin; “It’s a floor.“ diyemeyen bir kişi için “I’m standing on the floor.” cümlesinin kurulması mümkün değildir.
Sizi başlattığımız seviyeye göre belli bir bilgi birikimi ya da hiçbir şey bilmeyen bir öğrenci için öğretmen her zaman kolaylaştırıcı ve yardımcı roldedir. Yes / No gibi ya da tek kelimelik cevapları kabul etmediğimiz için tüm soruların cevabı uzun verilmek zorundadır. Öğretmeniniz her yeni kelime ve yapı için önce size konuşarak örnek yapar ve ardından soruyu size yöneltir. Herhangi bir yapısal hata, telaffuz eksiği ya da tam kurulamamış bir cümle için öğretmeniniz dikkatlice sizi dinler ve eksiklik durumda size yardım eder. Yardım edilen her durum için tekrar aynı soruyu yöneltir. Siz yardımsız, tek başınıza cevap verene kadar. Eğitim sistemimiz bir zincir gibi bütün olduğu için oturmamış gramer yapısı ve cümle tipi ile ilerlemek mümkün değildir. Bu yüzden; bir şeyi öğrenmenin en iyi yolu bol bol tekrar etmek olduğu için konuları çalışıp geçmek yerine sık sık tekrar etmek ve yeni konular ile harmanlayarak ilerlemek en doğru yoldur.
Ben ve meslektaşlarıma üniversite eğitimimizi tamamlarken öğrenmenin +1 ile yani üstüne bir bilinmeyen konularak mümkün olabildiği ve eğitim süresince bir sancı gibi zorlanmanın beklenen bir sonuç olduğu öğretildi. Zorlanmıyor ve bildiğiniz şeyi yapıyorsanız, siz öğrenmiyor sadece bildiğinizi tekrar ediyorsunuz demektir.
Sonuç olarak, bizimle çalıştığınızda sürekli konuşuyor olduğunuz için stres yapmaktan kurtuluyor ve en önemlisi rahat olduğunuz için konuşuyorsunuz. Soruların cevabını tam bir cümle olarak uzun vermek zorunda olduğunuz için zaman içinde ne ile cümleye başlayacağınız, hangi sıralama ile cümle kuracaksınız gibi mantıksal sıralama karmaşasının içine girmiyorsunuz. Güçlü ve sağlam bir temelde gramer öğreniyor, yapı adlarını, formülleri ezberlemek yerine yapıları kendi anadilinizde olduğu gibi kendiliğinden kullanıyor hale geliyorsunuz. En önemlisi derste defter ve kitap kullanmadığınız için cevapları ya da konuştuğunuz her şeyi kalıcı hafızanıza, beyninize yazıyorsunuz. Okulda sizi böyle uzun ve detaylı konuştururken dışarıda neden bu kadar uzun ve bazen gereksiz konuştuğunuzu kişiler düşünsede * biz sonuçlardan ve başarıdan oldukça memnunuz.
Eğitim sistemimizin kendi uygulama prensipleri olsa da kişinin ihtiyacına ve seviyesine göre özel eğitim verdiğimiz için ders işleyişine ekleme ve çıkarma yaparak hem sistemi kişiye hem de kişiyi sisteme adapte etmeye çalışıyoruz. Burada öğrencilerimize kayıt olmadan önce dersi birebir deneyimleme şansı vererek yaptığımız ücretsiz demo dersler kişinin tüm resmi görmesine imkan sağlıyor ve ön önemlisi son kararını bize güvenerek ve inanarak veriyor. Biz, bunun bir takım ve karşılıklı güven işi olduğuna inanıyoruz ve sizi bu yolda her zaman destekliyoruz.
Tag : konuşarak ingilizce öğrenmek,callan method,callan metot,direct method,konuşarak callan methot,acıbadem konuşarak ingilizce
Facebook
Google
Whatsapp